Tiyatro Sanatçısı Sevinç Erbulak ile Hayvanseverlik Üzerine

Sevilen oyuncu Sevinç Erbulak’ı bir de bu yönüyle tanıyın istedik. Tanıyın ki sizin de kendisine olan hayranlığınız bizimkisi gibi ikiye katlansın. “İyi ki bu kara dünyayı onlarla paylaşıyoruz” diyor Sevinç Erbulak… Yola çıkış motivasyonumuzu bir de onun ağzından duymak bize çok iyi geliyor :)

sevinç erbulak

Hayvanlarla aranızdaki bağı nasıl tanımlarsınız? Nasıldır hayvanlarla aranızdaki ilişki? 

Sevinç Erbulak sorumuzu içtenlikle yanıtladı: Kopmaz bir bağ! Açıklaması kolay değil. Evimi paylaştıklarımla da sokaktakilerle de konuşuyoruz resmen. Bakışarak anlaşıyoruz hani. Hayvanların bizim gibi kelimeleri ihtiyacı yok. Bu büyük bir armağan, onlara verilmiş; bize değil. İyi ki bu kara dünyayı onlarla paylaşıyoruz diye düşünüyorum.

 

Bu bağın temeli ne zamana dayanıyor? Örneğin çocukken evcil hayvanınız var mıydı? Ya da sokak hayvanlarıyla iyi anlaşır mıydınız? Hayvanlarla olan ilişkinizin temeli çocuklukta mı atıldı?

Bu zaten tamamen aileye bağlı bir sevgi. Her şey için geçerli. Ne görüyorsak o. Nasıl bir annemiz varsa öyle anne oluyoruz. Evimizde kedi olmayan bir dönem olmadı hiç. Bir eve girdiğimde duvarlarda tablo ve herhangi bir hayvan yoksa boş bir mekana gitmiş gibi hissederim hep. Hayvanlar mükemmel arkadaşlar, özellikle bir çocuğun büyüme serüveninde müthiş öğretmenler onlar. Şanslıyım ki hayvansever bir ailede büyüdüm.

Sizce bir çocuğun gelişiminde hayvanların yeri ve önemi nedir? Gerek kendi çocukluğunuzu gerek çevrenizde hayvanlarla büyüyen çocukları düşündüğünüzde fark ettiğiniz özel bir şeyler var mı?

Olmaz mı ? En önemlisi çaktırmadan aldıkları sorumluluk duygusu. Bir canlının bakımını üstlenmek. Onunla ilgilenmek. Kızımda gözlemliyorum. Çok mutlu oluyorum. Daha şefkatli oluyor hayvansever çocuklar, daha adaletli oluyorlar çünkü dünya kocaman ve içinde sadece biz yaşamıyoruz. Bunu erken yaşta kavramak yetişkinliğe güzel hazırlıyor bizi.

 

Evi bir hayvanla paylaşmanın kişiye kattıkları/katabilecekleri nelerdir? İçinde kedi, köpek, kuş, balık olan bir ev nasıl bir ev olur sizce?

Sıcacık. Eğlenceli. Hayvanın karakterine göre şekillenen ve sürekli olaylarla dolu bir ev. Sabah bir uyanıyorsunuz yastığınızda bir horlama veya avucunuzun içinde bir pati. Çıkarsız sevmeyi ve sevilmeyi öğrenmek için her evde bir hayvan olsa dünya çok daha güzel bir yer olur ama herkese anlatamıyoruz bunu tabii 😉

sevinç erbulak

 

Sokak hayvanları her daim gündemimizde olan önemli bir konu; çünkü sayıca çok fazlalar ve bizlerden yemek, su, barınma, sevgi gibi ihtiyaçlarının karşılanması da haklı olarak bekleniyor. Siz Sevinç Erbulak olarak bu konuda bir şeyler yapıyor musunuz? 

Ben yapanlara çok büyük saygı duyuyorum. Çocuk büyütür gibi sokak hayvanlarının bakımını ve bu ülkede güvenliğini sağlıyorlar. Maalesef yaşadığımız ülkede sokak hayvanları büyük tehdit altında. Hayvanlara gücü yeten çok kötü yürekli insanlar var görüyoruz. Kendinden güçlü birinden gördüğü eziyetin hıncını gücünün yettiğinden çıkarıyor ve yasalar neredeyse “iyi yapmışsın aferin” diyecek kıvamda. Ben sokak sokak, orman orman besleme yapamıyorum ama yapan insanlara destek oluyorum, sitemizde büyük bir barınak yaptık. Kimseye zorla sevdirmeye çalışmıyoruz, sadece zarar görmemeleri adına çabalıyoruz bir ekip olarak. Elimden geldiğince tanımadığım insanlara destek oluyorum. Çok ihtiyaçları var.

Bu sohbete dahil olan okuyuculara sokak canlarına dair ne tavsiyede bulunursunuz? Sizce söz konusu sokak hayvanları olduğunda mutlaka dikkat edilmesi, önemsenmesi gereken hususlar var mı?

Hem nasıl. Araçları olanlara bagajlarına kuru mama koymalarını öneririm, nereden çıkacakları belli olmuyor. Bazen bir kap su bir kap mama bir canlının yaşama devam etmesini sağlıyor. Herkes kendi oturduğu mahallede bakımlarını komşularıyla dönüşümlü üstlense, veterinerler ateş pahası; ihtiyacımızla hayvanları tedavi ettirse güzel olmaz mı ? Hiç zor değil.

Biz, platform olarak daima ‘satın alma sahiplen’ söylemini savunuyoruz. Bu söylemin önemi büyük; çünkü hayvanların alınıp satılabilecek bir eşya olmadığı gerçeğini kabullenme konusu hala başarıya ulaşmış değil. Bu söylemden yola çıkarak altını çizmek istediğiniz bir nokta var mı Sayın Sevinç Erbulak?

Satın alma sahiplen, o da seni sahiplensin. Hayvan ticaretine çok karşıyım. Başka iklimlerden buraya kaçak yollarla getirilen hayvanlar var. Bavullarda, pet şişelerde iç içe yarısı telef olarak ülkeye sokulup satılıyorlar. Bütün kedilerim sokaktan bana geldi. Yoluma çıktı. Lütfen satın almayın, lütfen. Sokaklar barınaklar arkadaş evleri yavru hayvan kaynıyor.

 

Maalesef sizin de bildiğiniz gibi günümüzün en acı gündemlerinden biri hayvana şiddet. Sizce bu şiddetin kaynağı nedir, ne olabilir?

Kişisel yetersizlik, şiddet mağduru olmak, bana yapıldı ben de yapacağım demek. Zevk almak. Deney yapmak. Anlaşılır değil. Yasa yasa yasa ! Caydırıcı yasa çalar çıkmadığı, ne olacak canım hayvan alt tarafı dendiği müddetçe de böyle sürüp gidecek. Kişisel olarak vazgeçmeden uğraşmalıyız. Özellikle de şidddet uygulayanlarla. Bıkmadan usanmadan mücadele etmeliyiz. Böyle o kadar çok güzel insan var ki. Onlardan biri olarak başlayabiliriz işe.

 

Bu şiddetin önüne nasıl geçilebilir? Neler yapılabilir? Siz, şiddete karşı yapılan/yapılabilecek aksiyonların işe yarar olduklarına ya da olabileceklerine inanıyor musunuz? 

Bazılarının evet. Ben bayağı uğraşıyorum kişisel olarak. Ama konu ben ve benim gibi insanların boyunu aşıyor. Yaşamın değerinin ölümle anlaşılmadığı, yaşamın başlı başına tüm canlılar için aynı değerde olduğunu anlatana kadar vazgeçmemeliyiz. Şu yasanın çıktığı gün, birileri “dur yapmayayım şimdi ben bu deliliği” diyecek diye umuyorum.

Peki Sevinç Erbulak, sizce hayvana şiddetin sonu gelir mi? Bir gün şiddetten uzak bir dünyaya gözlerimizi açar mıyız? İçinizde böyle bir umut barındırıyor musunuz?

Dünyada şiddet her zaman var olacak. Üzgünüm ama hissim bu. Yani bitecek bir şey değil bu. İnsana, hayvana, çocuğa; daha doğrusu kendinden güçsüze her daim her dönem uygulanacak gibi geliyor bana. Her daim şiddetin her türüne karşı olan, tavır alan, mücadele edenler de olacak. Dileğim bu ikinci cümlemdeki insanların daha çok çocuk doğurması. Ne öğretirsek öyle davranacaklar, hayvana, arkadaşlarına, sevdiklerine; dolayısıyla dünyaya. Bir tane gezegenimiz var, kelebek ömrü kadar da ömrümüz. Umarım vicdan yoksunu olan insanlar bir an evvel bu ağır bu ağulu, dönüp dolaşıp en çok kendilerine zarar veren büyük uykularından uyanırlar. Güzel evlatlar yetiştirelim, sağduyulu, iyi kalpli, yaşam hakkına saygılı, güzel evlatlar büyütelim. Umut hep var ama pek çok şey de onu çabucak kırıveriyor.

Paylaşan heymypet